15 Şubat 2012 Çarşamba

bir videonun düşündürdükleri..

Facebook'ta bir video izledim bugün..Türkiye böyle bir sevgililer günü hediyesi görmedi yorumuyla..videonun esas kahramanları anlaşılacağı üzere bir çift sevgili..arabada sohbet ederek gidiyorlar..arkada hikayeye figüran bir arkadaşları videoyu çekiyor..arkadan bir kırmızı BMW geliyor sanki bunları trafikte sıkıştırıyormuş gibi artistik hareketler yapıyor, sonra selektör yakıp sağa yanaşıyor bizim kahramanlarımız da arkasına yanaşıyorlar..kırmızı BMW'den bir adam çıkıyor kız neden durduk diye oğlana kızıyor , adam kızın olduğu tarafa yanaşıp camı açtırıyor ve kıza öndeki arabanın falancanın(kızın sevgilisi) sevgililer günü hediyesi olduğunu söylüyor..kız çığlıklarla çocuğu öpüyor sonra arabaya doğru hoplaya zıplaya koşuyor..falan filan:)))
Kimsenin sevgililer günü hediyesinde gözüm yok..kazasız belasız kullanımlar dilerim 20'li yaşlarındaki genç kıza..


Bu hediyenin veriliş biçimindeki yaratıcılığı da takdir ediyorum..ki büyük bir görgüsüzlükle videoya çekilip Facebook'!ta yayınlanmış olmasına rağmen. Bu videoyu izledikten sonra beni düşündüren şey çok farklı..20 li yaşlarda bir genç erkeğin bir demet kırmızı gül hediye eder gibi, ki pek çok gencimiz bir tane gül bile alamayacak durumda iken, son model bir arabayı hediye etmesi düşündürücü değil mi? 


Bu ülkede çok büyük sınıf farklılığı oluşmaya başladı. Bir tarafta büyük bir çoğunluğu açlık sınırında yaşayan insanlar var iken diğer tarafta kolay yoldan edinilmiş servet  sahibi azınlıklar..Toplumsal sınıf  farkları gittikçe büyüyen bir uçuruma dönüşüyor. Bir dönemin iktidar başbakanının "benim memurum, işçim, köylüm işini bilir" diyerek bir nesil öncesinde yozlaşmaya açık davetiye gibi sözleri aklıma geliyor ve toplumsal dengelerin, sınıfsal düzenlerin günümüzdeki yansımalarını görebiliyorum. Bugünün gençleri böyle bir yönlendirme ile kolay yoldan para kazanarak servet edinmenin yolunu bulup, köşe kapanların çocukları değil mi?


Bu ülkede hiç kimse hak ettiği yerde durmuyor. Dürüstlük ve emek ile kazanılmış servet sahipleri yerlerini yeni zenginlere bıraktı..Bürokratik makamlara baktığımız da da durum bundan farksız değil..Sadece hükümete yandaş olmak ya da her devrin her iktidarın insanı olmak ile dahi, alanında yetkisiz insanlar 'titr' kazandı..


Eskiden merdaneli çamaşır makineleri vardı bilmem hatırlar mısınız? Çamaşırlar ortadaki sütun döndükçe ordan oraya savrularak yıkanırdı..İşte bizim toplumsal yapı  içerisindeki durumumuzda bu makinedeki çamaşırlar gibi. Öncesinde yaşamın içinde ordan oraya savruluyoruz sonra da merdane kısmına alınıp canımız iyice çıkana kadar sıkılıyor, sıkılıyoruz.


Toplum içinde değerlerimiz ölçüsünde varlık gösterdiğimize inanıyorum. Bir kısım insan hayatın içinde merdaneli makinenin içindeymişcesine ordan oraya savrulurken değerlerini kaybetmeme mücadelesi veriyor, bir başka güruh ise merdanenin kolunu çeviriyor..Yaşam adil değil demicem çünkü biliyorum ki adiliyet duygusunu kaybeden sadece ve sadece insan..


Ben kırmızıyı sevmem araba da kullanamam zaten:))ama çok kolay hediye edilebilen kırmızı son model arabalar üzerine düşünürüm..işte bu hediye bana bunları düşündürttü..sevgiyle kalın..










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder