14 Şubat 2012 Salı

Daha önce Erkan Sezgin arkadaşımın blog sayfasında yayınlanan facebook ile ilgili yazım


FACE’SEL, FACE UYUM KURALLARI


Henüz  bir yıllık bile olmayan aktif face kullanıcısıyım (ne demekse). Meğer ne çok kural kapsamaktaymış bu sosyal meret. İçine tam anlamıyla dahil olmak, kabul görmek için bu kuralların harfiyen uygulanması gerekmekteymiş. Kendi koyduğun kurallarla iyi bir face kullanıcısı olunmuyormuş meğer.

Gerçek hayatta istediğin kadar nazik biri ol hiç önemli değil.. eğer bir arkadaşının gönderisine, bir yorumuna ‘beğen’ tıklamadıysan yandın. Nezaketsizlikle suçlanma ihtimalin artıyor..kendini savunmaya kalktığında da şikayet konusundan kimlik bunalımı yarattığın suçlaması ile karşılaşabilirsin.

Arkadaşların gönderilerine salt  yorum yapmakta yeterli değilmiş illaki beğeni tıklaman gerekiyor..Bir gönderi altına beğendiğini ilgilendiğini gösteren aşağıya doğru uzanan tüm yorumlarına rağmen beğeni yapmadın mı yorumların yorumsuz ve de önemsiz kalabiliyor çünkü; nezaketsiz, umursamaz  ve saygısız görünüyormuşsunJ Demek ki birinci kural neymiş;

      “beğen” tıklamak şart imiş..

Efendim, face kurallar kapsamında popüler bir şahıs aranan, takip edilen bir face kulanıcısı olmak isteyip istememenizin bir önemi yok kurallara uymak zorundasınız. Bunun içinde yaptığınız paylaşımların, gönderilerin face sosyal halk kitlesi çoğunluğuna uygun olmasına dikkat etmek zorundasınız..Sizin beğeni kriterleriniz ile belirleyici değil yaptığınız paylaşımlar, belirleyici olan paylaşımlarınızla sizi takip edecek olan kitle..Bir kere ciddi, ağlak, gerçek sorunlardan aleni söz etmek en büyük kuralsızlık o yüzden hemen bu huyunuzdan vazgeçmeniz gerekiyor..Yoksa maazallah popülarite falan yaratamaz, paylaşımlarınız duvarınızda sayılar ile belirlenen beğen ibarelerinden yoksun kalır, bu da sizin face kitlesi tarafından dışarıda bırakıldığınızın göstergesi sayılırmışJDemek ki ikinci kural neymiş;

       “her paylaşımda face kitlesine göre hareket edip, çoğunluk ne isterse onlar paylaşılcakmış”

Birde face takipçilerini yakından ilgilendiren bir başka kural daha var. Gruplar ile ilgili kurallar. Hani sayfanızda  gezinirken birden kendinizi bir sayfada bulursunuz “ kuantumda maydonoz arayanlar” grubu farzımisal. Siz şaşkın şaşkın buraya nasıl geldim diye düşünür, bir yandan da maydonoz ve kuantum arasında bir ilşki kurmaya çalışırken patır patır yağan dolu gibi gönderiler tık tık tık düşmeye başlar. Gruba katılmak istermisiniz diye size sorulmayışının bir önemi yoktur, çünkü nasıl olsa popülarite kazanında fokurdayabilmeniz için bir arkadaşınız tarafından duvara dahil edilmişsinizdir.

“merhaba, davetinize teşekkürler”J iletisi yazar birde gülen surat eklersiniz. Ehh!ne yapalım der kendinizi bu grubu tanımaya yönlendirir, üyelere, paylaşımlara göz atarsınız. Yahu! Bunların hangisi maydonozcu hangisi kuantumcu diye sezgisel arayış içindeyken pat! Diye kendinizi “denizaltı yosunları karaya vuranlar” grubunda bulursunuz..

Sözü fazla uzatmadan bu konuyu bağlayayım. Siz bir gruba paldır küldür dahil edildiğinizde bu kez sizi bekleyen tehlike gruptan dışarı atılmanızdır. Grup adlarındaki maydonoz- yosun, deniz-kuantum kadar birbirine yakın/uzak olabilir facedaşlar hiç önemli değil. Gruplarda zaten maydonozdan, yosundan ya da kuantumdan söz edilmez zaten. Hemen yapıştırın seçmece şairlerden seçmece şiirler, müzik videolaro ya da ünlü kişi sözleri, ata sözleri..ataların sizin atanız olması da önemli değil, bir Alman’ın yada bir Fransız’ın atası olabilir, yeterki popüler olsun.

Bu arada bu süreç böyle devam ederken duvarlaına adeta fırlatıldığınız gruplarınız artmaktadır. Birgün karşınızda bir gönderi belirir maydonoalu kuantum grup kurucusundan gelmiştir. Gönderi maydonozlu değildir ama acılı!!atomlar vardır sözcüklerde kuantumla ilgili olmasalar bile..diyordur ki;

 “grupta paylaşım yapmayan arkadaşları, atma hakkımı kullanarak, gruptan atıcam”

Yahu! Gruba alırken kimse bana “girme hakkını kullanmak istermisin?” diye sormamış, adam beni atacak hemde niye; üç gün duvara şiir yapıştırmadım diye..Face halk kitlesinde bir grup oluşturmak sakıncalı durumlar yaratıyor bence kişiler üzerinde..grup kuran kendini birden bir şirketin yönetim kurulu başkanı falan sanıyor galiba..” hıımmm!!Falanca Hanım/Bey siz son birkaç yönetim kurul toplantısına katılmadınız, şirketimiz için etkisiz eleman ilan edildiniz sizi kovuyorum” gibilerinden bir durum yaratıyor..Rüyada kendini Microsoft’un başkanı görmek gibi bir şeyJ

Acaip asabınız bozulur ve birden kendinizi efsanevi kahraman ‘kötü kedi Şerafettin’ gibi sırıtırken bulursunuz. Egonuz kuantum salçalı maydonozla vurulmuştur çünkü..eğer bu bu asap bozukluğuyla kuantum ve maydonoz üzerine bir şey söylemeye kalkarsanız(zaten grupta bulamadığınızdan yakınarak) diğer grup müridleri pardon üyeleri tarafından adeta sözlü saldırıya uğrayabilirsiniz Size tavsiyem fazla debelenmeyin hiç değilse gruptan atılımınız kolay olsun, en azından bir taraflarınıza kuantumlu maydonoz kaçmamış olur ..eğer bir gruba talihsizlik eseri olaraktan atıldığınızı düşündüyseniz, ya bir gece yarısı sessizce kaçacak yada kısa bir süre sonra fırlatılmaya razı olacaksınız
 Böylece üçüncü kuralımız neymiş;

         “grupları fazla irdelemeden, komün havasını derin derin solumak yada hemen tüymek gerekiyormuş”

Bu ana kadar söz ettiklerim face sosyal topluluğu sanal fanilerinin kurallarından bazıları. Öyle iyi bir face fanisi olmak kolay değil çünkü birde face ibadethanesinin pardon sitesinin kendi kuralları var. Bunlarla sıklıkla karşılaşırsınız. Bu kuralların ihlali ‘cami duvarına işemek’ ile eş anlamlıdır adeta..sıkıyorsa duvara işeyin..faceten hemen bir vahiy pardon kural penceresi gelir uvarınıza..tek fark onlar günah demezler yasak derler. Asla ve asla hata kabul etmez, çok üstüne üstüne giderseniz kendi ’10 emir’ leri doğrultusunda sizi günahkar ilan eder ve ibadete gelmenize engel olurlar. Taki face in görünmez, perde arkası melekleri tarafından affınız sağlanıncaya kadar.  Bu süre genelde 3 gün olup, günahlarınızdan arındığınız ve tövbe ettiğiniz düşünüldüğünde size kapatılan kapılar yeniden açılır ve içeri alınırsınız.

Kapılar size yeniden açıldığında içeri huşu ile girer, facedaş’larınızla hasret giderir atılmanıza neden olan günahkar sözcükleri kullanmamaya dikkat edersiniz..Eee! face dünyası burası, burada varsanız gerçek dünyada da varmışsınız gibi!! davranılır.Demek ki dördüncü kural neymiş;

         “asla ve asla face kurallarına uymamazlık etmicekmişiz”

İşte tüm bunlar gözlemlediklerimden sadece bir kaçı..espri katılmış gerçekler. Bazen, dostlukları reele taşımak istersiniz. İnadına face sosyal sanal aleminde sahiciliğinizi korumaya çalışırsınız. Süzgecinizin deliklerini biraz daha küçültürsünüz. Bazen ekran karşısında otururken, aslında orda olmadığınızı ve oraya dışarıdan baktığınızı görürsünüz gerçek dünyanın bu sanal yaratısına..kahkahalarla gülersiniz önünüzdeki manzaraya, manzaradaki gerçekliğin başka başka oluşuna. Sonra oturup bu başka başkalığı yazmak istersiniz kendi gerçekliğinizin farkındalığıyla..ekranı kapatıp elinize aldığınız kalem ve deftere gerçek bir yazı, sizin harf karakterlerinizle sizi yansıtan bir yazı yazmak istersiniz keyifle..sigaranızı yakar, sokaktan içeri dolan gürültülerle yazmaya başlarsınız.

Ben işte bunları yazmayı istedim.. yazdım ve paylaştım. Aman haa! Beğen tıklaması yapmak zorunda değilsinizJ Sevgiyle gerçek dünyada gerçeklerle kalın..

Bu yazımı kendi bloğunda yayınlamayı kabul eden sevgili, gerçek dost Erkan’a teşekkürlerimle..

Heykeltıraş Nerm Sözel

2 yorum:

  1. Blog'da beğen tuşu yoktu...ama yine de
    '' Sema bunu beğendi ''

    YanıtlaSil
  2. :))teşekkürler Semacım..beğen tuşu nerede oluyor ki:))

    YanıtlaSil